Özel Boşanma Sebepleri 9 Önemli Etken

özel boşanma sebepleri

Özel boşanma sebepleri evliliklerin bitmesine neden olan en önemli etkenlerdir. Bu etkenler kadın ile erkeğin önceden fark etmeleri halinde evliliklerini kurtarabilecekleri sebeplerdir. Ancak ne yazık ki pek çok çift bu sebepleri önceden bilmediği için çaresizce boşanmanın eşiğine gelmeyi beklemektedir.

Bu yazımızda özel boşanma sebepleri içinde en fazla öne çıkan 9 etkeni açıkladık. Bu nedenlerin önceden bilinmesi güzel bir evlilik yaşamının sürdürülmesine yardımcı olacaktır. 

İşte en yaygın özel boşanma sebepleri:

özel boşanma sebepleri

Kıskançlığın boğucu hali…

Özel boşanma sebepleri içinde kıskançlık çok önemli bir yer tutar. Çünkü kıskançlık güçlü bir duygudur ve insanlar arasındaki ilişkiyi büyük ölçüde değiştirir.

Evli çiftler arasında hafif dozda bir kıskançlığın olması sevgi belirtisi olarak algılanmaktır. Çünkü toplumda “Seven kıskanır.” görüşü yaygın olarak kabul görmektedir.

Kıskançlığın koruma güdüsünün farklı bir versiyonu olduğu ve gerçekten de aşkın belirtisi kabul edilmesi gerektiği uzmanlar tarafından da dile getiriliyor.

Ancak kıskançlık belli bir dozun üzerine çıktığı zaman sevgi belirtisi olmaktan çıkar ve bir işkence aracına döner. Kişilerin özgürlüğünü kısıtlayan, onları zan altında bırakan ve psikolojik olarak kişileri sağlıklı düşünemeyecek hale getiren bu davranış biçiminden kesinlikle uzak durmak gerekir.

Bir kadının kocasını kıskanması çoğu zaman tolere edilebilir bir durumdur. Çünkü kadın şüphelerinin yersiz olduğunu gördüğünde genellikle bu tavrından vazgeçmektedir. Ancak erkeğin kıskanması çok daha sert bir havanın oluşmasına neden olur ve çoğu zaman uzman bir psikologdan destek alınmadan kolay kolay aşılmaz.

Kıskançlık bireyler arasındaki iletişimi büyük ölçüde bozar, saygıya dayalı dilin terk edilmesine neden olur ve birlikteliğe şüphelerin gölgesi düştüğü için boşanma fikri öne çıkar.

Özel boşanma sebepleri ve sevgisini gösterememe meselesi

Evlilik öncesinde en güzel sözleri sarfeden, sevgilisini hediyelere boğan ve aşkını güzelleştirmek için elinden gelen her şeyi yapan kişiler maalesef evliliğin üzerinden daha birkaç ay geçmeden kendilerini monotonluğa teslim ederler.

Evli çiftler çoğu zaman evliliğin bir bitiş olduğu zannına kapılırlar. Halbuki evlilik aşkın bitip ciddiyetin başladığı nokta değildir. Aksine aşkın daha da anlamlı hale geldiği ve daha yoğun yaşanmasının zorunlu olduğu dönemdir.

Boşanan çiftler çoğu zaman “Bana yıllardır güzel bir söz dahi söylemedi.” tarzında serzenişlerde bulunurlar. Bu konuda haksız da sayılmazlar. Çünkü maalesef insanların çoğu güzel sözcükleri sadece belli zamanlara özgü kullanır.

İltifatların, ilanı aşkların ve her türü tatlı sözün ruhumuz için büyük bir ihtiyaç olduğunu ve bizleri bir arada tuttuğunu unutmamak gerekir.

özel boşanma sebepleri

“Yeniden başlama isteği” mi “yenilginin kabulü” mü?

Özel boşanma sebepleri sorulduğu zaman pek çok insan önceki yaşamında mutsuz olduğunu ve yeniden yaşama başlamak istediği için boşanma kararı aldığını söyler. Aslında bu görüş, evlilik yaşamında büyük bir yenilgi yaşandığının da itirafıdır.

Aslında boşanma kararının yeni bir yaşama başlamak mı yoksa büyük bir yenilgi mi olduğu o kadar da önemli değildir. Önemli olan şey evlilik sürecinin “mutsuz bir dönem” olarak algılanmasıdır.

O halde boşanma fikrinin akıllara dahi gelmemesi için yapılacak en önemli şey “mutlu olmanın yollarını araştırıp öğrenmek” olmalıdır.

özel boşanma sebepleri

Sevdiği kişiyi olduğu gibi kabul etmek ve özel boşanma sebepleri

Evli çiftlerin en büyük kusurlarından birisi de karşıdaki kişiyi bağımsız bir birey olarak görmemeleridir. Kişi hayatını paylaştığı şahsın kendisi gibi düşünmesini, davranmasını ve hissetmesini ister. Ancak gerçekte bu asla mümkün değildir. Çünkü her insanın kendisine has bir karakteri vardır.

Mutlu bir birliktelik yaşamak isteyen kişi her şeyden önce eşinin karakterine, yaşam biçimine ve tercihlerine saygı duymalıdır.

İki farklı bireyin bir yaşam kurması elbette ki kolay değildir. Evli çiftler, boşanmaların en büyük sebeplerinden biri olan “karşıdaki kişiyi kendine benzetme hastalığı”na asla kapılmamalıdır.

Bunun yerine ne karşıdaki kişiye kendisini tamamen teslim edip ona benzemek ne de ona hükmedip onu kendisine benzetmeye çalışmak gerekir. Sadece birlikte yaşamak için bazen fedakarlık yapılması gerektiği hatırdan çıkarılmamalıdır. Yani kişi kendisi olarak kalmalı ama gerektiğinde esnek olmayı da bilmelidir.

Hani iyi günde de kötü günde de beraber olacaktık

En onur kırıcı boşanma sebebi olarak öne çıkan “kötü günde yalnız bırakılmak” gerçekten de boşanan insanlarda derin travmalar yaratır.

Hayatta her şey güzel seyrederken birlikte olmak ile hayat olumsuz yüzünü gösterdiğinde birlikte kalabilmek arasında çok ciddi fark vardır. Birincisi hazza dayalı aşk, diğeri ise vefaya dayalı aşktır. Şanslı kişiler ikinci tarz aşkla sevip sevilenlerdir.

Ancak maalesef iflas, hastalık, yaşlılık gibi hayatın olağan durumlarını eşinden ayrılmak için bir fırsat olarak gören “bed-asil (karaktersiz)” insanlar da vardır.

Özel boşanma sebepleri içinde “zor durumda iken yalnız bırakılmak” büyük bir oran teşkil etmektedir. İnsanlar her ne kadar kendisini “Eşim beni sıkıntılı zamanlarda yalnız bırakmaz.” görüşüne inanmak istese de ne yazık ki çoğu zaman gerçek bunun tam tersi çıkar. Zor durumda eşinin yanında olan kadın oranı zannedilenden daha azdır.

“Öteki kadın” ya da “öteki erkek” en ciddi özel boşanma sebepleri sayılır

Bazen özel boşanma sebepleri eşlerin arasına giren ve yuva dağıtan “öteki kadın” ya da “öteki erkek” olabilir. Böylesi durumlarda bu kişiyle hiç muhatap olmamak ve evliliğin geleceğine dair kararı sadece eşiyle almak en mantıklı karar olacaktır.

Her ne kadar boşanmanın sebepleri içinde öteki şahısların kadını ya da erkeği baştan çıkarması da söz konusuysa bu oran tahmin edilenden çok düşüktür. Başka bir şahsa gönül vermekten ötürü biten evlilik sayısı oldukça azdır.

Bu konuda uzmanların şu tespiti son derece yerindedir: “Öteki kadın ya da öteki erkek boşanmaya sebep olmaz, çiftlerin yanlış davranışları ve kararları eşlerin öteki kadına ya da öteki erkeğe yönelmesine neden olur.”

Birbirinin alışkanlığı haline gelememek

Burada ezber bozan bir görüşü dile getireceğiz. Bazı uzmanlar aşkın monoton bir hal aldığı için alışkanlığa döndüğünü ve bunun da boşanmaya zemin hazırladığını iddia etmektedir.

Halbuki birisinin alışkanlığı olabilecek kadar onu etkilemek hiç de zannedildiği kadar kolay değildir. Bilinmelidir ki birbirinin alışkanlığı haline gelebilmiş kişiler gerçek aşıklardır. Zaten aile olmak biraz da alışkanlıklar üzerine bir yaşam kurmaktır.

özel boşanma sebepleri

Cinsellik önemli bir özel boşanma sebebidir

Cinsellik sağlıklı bir evliliğin olmazsa olmaz şartıdır. Eğer cinsel tatmine ulaşamıyorsanız evlilik hayatınızda kavga gürültü eksik olmayacaktır. Tabi çoğu çift gerginliklerinin sebebini farklı biçimde algılayacaktır. Oysa temeldeki sebep seks hayatındaki sorunlardır.

Bazen seksten uzun süre uzak kalmak sanki böyle bir ihtiyaç yokmuş izlenimi verebilir. Ancak cinsel ihtiyaçlar içten içe kişiyi her zaman etkilemektedir.

Sakın “Eşimin libidosu zayıf, fazla cinsel ilişkiye ihtiyaç duymuyor.” demeyin. Çünkü insan bedeninin özellikleri ve cinsel ihtiyaçlar inkar edilemeyecek gerçeklerdir. Hal böyleyken cinselliğin özel boşanma sebepleri olabileceğini mutlaka hesaba katmalısınız.

Eğer haftada en az üç defa cinsel ilişkiye girmiyorsanız hayatın diğer alanlarında eşinizle gerilimli süreçler yaşama ihtimaliniz oldukça yüksek demektir.

Üçüncü şahıslar özel boşanma sebepleri olabilir

Boşanma meselesi evli çiftlerin gündemine oturur oturmaz aileler, arkadaşlar hatta kendilerine söz düşmeyen kişiler dahi sürece müdahil olurlar. Her kafadan bir ses çıkar. Kimi evliliğine sahip çıkmanın önemli olduğunu dolayısıyla boşanmamak gerektiğini dile getirirken kimi boşanıp kurtulmanın en iyi çözüm olduğunu ifade eder.

Zaten boşanma gibi ciddi bir meseleyle uğraşmak zorunda kalan bireyler dışarıdan gelen bu yoğun telkinlerle daha da karmaşık bir ruh haline savrulurlar.

Boşanma sürecinde bazen kişiler kendilerini o kadar güçsüz hissederler ki en ufak bir yönlendirmeye dahi direnemezler ve yanlış kararlar verirler.

Boşanma sürecinde üçüncü şahısları mümkün olduğu kadar dışarıda bırakmak ve eğer birisine danışma ihtiyacı doğmuşsa uzman birisine başvurmak en akıllıca davranış olacaktır.

Content missing

 

Önerilen makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir