Ölüm korkusunu canlılar içinde yalnızca insanlar mı yaşar?
Bütün canlılar güvende olmak ister. Eğer kendi bedenlerine bir zarar geleceğini hissederlerse çeşitli tedbirler alırlar, savunmaya geçerler veya saldırganlaşırlar. Çünkü canlı bir varlığın temel amacı canlılığını sürdürmek yani ölmeden hayatını devam ettirmektir.
Ancak ölüm korkusu denilen olgu insanda diğer canlılardan farklıdır. Diğer canlılar ölüm tehlikesi söz konusu olduğunda ölümü hissederler ve belli tepkiler verirler. İnsanlar ise ölüm riski olmayan vakitlerde de ölüm üzerine düşünüp korkular hissedebilir. Yani diğer canlılar ölüme gerçekçi yaklaşırken insanoğlu ölümü olduğu gibi değil kafasında kurguladığı gibi hisseder.
Diğer canlılarda kendi türünden birileri öldüğünde bunu normal karşılama söz konusudur. Ancak insan ne kendi ölümünü ne de sevdiklerinin ölümünü asla normal karşılamaz.
Ölüm korkusunun nedenleri nelerdir?
Ölüm korkusunun her insanda değişen sayısız nedeni olabilir. Ancak uzmanlar ölüm korkusunun nedenlerini şöyle sıralamışlardır:
- Yok olma daha doğrusu var olmama endişesi (Yokluk hissi insanın asla kabul edemeyeceği bir duygudur. Çünkü insan hafızası yok oluşa değil sonsuzluğa yönelik kendisini programlamıştır.)
- Ölüm sırasında ağrılı bir süreç olacağı ve ölümün çok rahatsız edici bir durum olduğu algısı
- Kişinin yakınlarından birisinin ölümü
- Ölümden sonraki yaşam hakkında söylenen bazı olumsuz ifadeler
- Ölümü yaşamın normal bir aşaması gibi değil de yaşama düşman bir süreç gibi algılama yanılgısı
Buradaki sebepler dışında yetiştirilme tarzı ile diğer çevresel faktörler de ölüm korkusu üzerinde etkili olabilmektedir.
Ölüm gerçekten de ağrılı ve acılı bir süreç midir?
Ölüm anında kişinin gerçekten bedensel olarak ağrı hissedip etmediği net olarak bilinmemektedir.
Bazı dinlerde ve bazı psikoloji ekollerinde ölüm anının çok şiddetli geçtiği ifade edilmektedir. Bu görüşe göre ölüm tüm yaşam boyunca kişinin başına gelebilecek en zor süreçtir.
Ancak bazı araştırmacılar ve düşünürler tam aksini iddia etmektedir. Bunlara göre kişi ölüm anında bedensel bir gevşeme hissi duymakta hatta ölüm anından zevk almaktadır. Ölüm sırasında gülümseyen insanların varlığı da bu görüşe kanıt olarak sunulmuştur.
Tabi ölüm anında ağrı hissedilip edilmediği konusunda üçüncü bir görüş daha vardır ki akla en yakın fikir onlara aittir. Bu üçüncü görüşün sahiplerine göre ölüm anında kişinin duyum ve algıları ortadan kalktığı için kişinin acı veya zevk gibi durumları algılaması da mümkün değildir. Yani bu araştırmacılara göre ölüm “nötr” bir alandır ve bu süreçte hiçbir şey hissedilmez.
İlginizi Çekebilir: Sosyal Fobi Nasıl Yenilir?
Ölüm korkusu kişide ne tür davranışlara yol açar?
Ölüm korkusu yaşayan kişilerin bazıları bu korkularını dindirmek için dini ve siyasi fikirlere yönelebilir. Zaten tarih boyunca ölüm korkusunu yenmenin yolu dini görevlerini yerine getirmek olarak ifade edilmiştir. Kişi dini görevlerini yaptıkça psikolojik olarak rahatlamaktadır. Bu anlamda yapılan ibadetler de psikolojik terapi görevi görmektedir.
Bazı insanlar ise ölüm korkusunu yenmek için yaşamda çok aykırı çıkışlar yapmaktadır. Seri katiller, soyguncular veya kumarbazların hepsi olmasa da önemli bir kısmı hissettikleri ölüm korkusunu hafifletmek için böylesine aykırı davranışlarda bulunmuşlardır.
Ölüm korkusu bazı insanlarda ise ciddi psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir. Özellikle anksiyete, panik-atak ve sosyal fobi gibi psikolojik rahatsızlıklar bazen ölüm korkusu nedeniyle ortaya çıkabilmektedir.
Özetle ölüm korkusunun dini duyarlılığa, suça yönelime ve psikolojik rahatsızlıklara yol açtığı söylenebilir. Tabi ölüm korkusu ile birlikte daha başka pek çok farklı etmenin de insan kişiliğini oluşturduğunu hesaba katmak ve peşin hükümlü olmamak gerekmektedir.
Ölüm korkusunu yenmek için ne tür yöntemler kullanılır?
Ölüm korkusunu yenmek için tavsiye edilen yöntemler şunlardır:
- Sevdikleri ile daha fazla zaman geçirmek
- Güven hissini güçlü tutmak
- Sık sık mezarlık ziyaretleri yapmak
- Yaşamın tadı üzerine düşüncelerini pekiştirmek
- Ölüm korkusu hakkında farklı insanlarla sohbet etmek
- Ölüm ile ilgili kişisel gözlemlerini kendisine sözlü ya da yazılı itiraf etmek
- Sağlıklı bir yaşam için haraketli bir hayat tarzı benimsemek
Tabi burada ifade edilen metotlar sadece kişinin kendi başına yapabilecekleridir. Eğer ölüm korkusu travmatik bir hal almışsa o zaman uzman bir hekim ile tedaviye başlanması zorunlu hale gelmiş demektir.
Ölüm korkusu ile thanatofobi aynı şey midir?
“Thanatos” kelimesi Antik Yunanistan’da ölüm tanrısının adıdır. Bu kelimeden türetilen thanatofobi ifadesi ise ölüm korkusu anlamındadır.
Ancak bir kişinin hissettiği duygunun thanatofobi olması için ölüm korkusunun tüm yaşamı derinden etkilemesi gerekir. Thanatofobi’den rahatsız olan bir kişi o kadar şiddetli ölüm korkusu yaşar ki günlük yaşamını sürdüremez hale gelir.
Yani bir kişinin normal sınırların çok ötesinde ölümden korkması “thanatofobi” kabul edilirken anlaşılabilir düzeydeki endişeler ise “normal ölüm korkusu” olarak adlandırılmaktadır.
Ölüm korkusu ile yüzleşmek mi yoksa ondan kaçınmak mı gerekir?
Uzmanlar ölüm korkusu ise yüzleşmenin her zaman çok daha sağlıklı bir yol olduğunu ifade etmektedir. Çünkü bu rahatsız edici duygu ile kişi yüzleşmezse ve onu görmezden gelirse bu duygusal gerilim gittikçe artacaktır.
Ölüm korkusu bastırıldıkça güçlenen duygulardan biridir. Bu yüzden ölüm korkusunu bastırmamak ve meseleyi açıkça konuşup çözüme kavuşturmaya çalışmak en mantıklı yol olacaktır.
Özgüven sahibi olmak mı istiyorsunuz; öyleyse Özgüvenin Temel Dinamikleri Seti ile bir şans verin kendinize. Aşağıda okuyacağınız yorumlar, hakikaten dikkate şayan.
Buraya tıklayıp Özgüvenin Temel Dinamikleri Seti'ni indirin.
İşte o yorumların bir kısmı:
İnternette daha bunun gibi yüzlerce yorum bulunuyor.